25 Mart 2010 Perşembe

hadi ama,
hadi ama,
hadi.....

ve böyle derken buldu kendisini, kızgın, kırılmış, yanmış, yanılmış... oyunda sobe diyen olmak istemezken, ebelenen hiç olamadım derdi kendine. sıkılmışlığı da cabası...

saçma bunlar, saçma şeyler bunlar, saçmalar işte..

daha erken saatlerde başlayıp hayata, daha geç bitirmek isterdi sanırım. ya da nerden bilsindi ki hayat zaten oyuna dahil gidip gelme telaşları içinde savrulmakta...

geçecek değil mi? geçecek. hı. hı.

Hiç yorum yok: