13 Kasım 2011 Pazar

Bunca yıl sonra, nasılsın?

Kulağımda aslında taaa derinlerden gelen o şarkı. Bir tarafım ağlamak isterken, diğerinin kahkaha atma isteği. Oysa hep kesinliklerim olmuştur benim. Hiç böyle arada derede kalmadım. Mıştım. Hadi ordan dememeli insan kendine hiç. Başkası derken değil de kendisi dediğinde canı acıyor. Acıtıyor bilerek, ve isteyerek aslında. Amaaan amaaan…

Her şeyi bırakmalı belki. Herşey’i de bırakabilmeli. Ama yok, o kadar cesaret henüz dünyaya gelmedi. O, henüz ol(a)madı. İsteklerle ve niyetlerle başbaşa kalıyoruz işte. Kendi döngülerimizde kayboluyoruz.

Bıraksana sen artık peşimi? Gitsene… Ne bileyim, aradan yıllar geçsin. İkimiz de yorulalım, özleyelim, özlenelim, bitelim, tükenelim, yeniden başlayalım, hayata dönelim… Neden olmasın? Bir git-sen.. Gitmesen de olur mu sence, ne dersin?

Kesinliklerden de keskinliklerden de huzursuz oluyorum. Ama peki ben nasıl garantici birisi oldum çıktım?

Hiç yorum yok: